Yeni bir kitle işçi partisi için! Bir işçi ve emekçi hükümeti için!
[pdf]
Kapitalizm 80 yıldan bu yana en derin krizine girmiştir. Özelleştirme, kısıtlama politikaları (Tekel işçilerinin kurbanı olduğu) en keskin yoğunlukla sürdürülüyor. İnternasyonal alanda milyarlar bankalara seferber edildi. Şimdi bunlar için bir ülkeden öbürüne kamu alanı, sosyal hizmetler, emeklilik ve kitlelerin gelirlerinden kesiliyor.
Yunanistan başbakanı Papandreaou kısıtlamaların sözde zorunlu gerekliliğini açıklamak için „savaş hali“ ifadesini kullanmıştı. Ama bu savaş zenginlerden yoksullara, işverenlerden emekçilere, zengin egemen devletlerden fakir devletlere karşı yapılıyor.
İşçiler ve gençler internasyonal çapta direnişi birlikte örgütlemek zorundalar. Ve milyonlar, kapitalizmin krizine karşı direnmeye başladı: Yüzbinler İspanya’da yürüyüp, genel grev talep etti. Yunanistan’da geçen altı ayda 5 genel grev hayatı felç etti. İslanda’da hükümetin banka sahiplerinin zararını karşılama planlarını halkin %90’ı referandumda boşa çıkardı. İspanya’da 8 Haziranda kamu alınında büyük bir grev yaşandı. 29 Haziranda Bask Bölgesi’nde genel gerev yapıldı. İtalya’da kamu alanında büyük bir grev hareketi var. Tekel işçileri mücadelesi de Türkiye’de direnişin yeni bir dönemini açtı.
Türkiye de bir kaç yıllık istikrar ve yükselişten sonra felaketin geri dönüşü tehtidi altında. Burdaki en son keskin krizin üstünden on yıl bile geçmedi.
Böyle bir sefaletin cıkış yolunu sadece işçi sınıfının ve gençlerin direnişi gösterebilir.
AKP hükümeti’nin saldırılarını ağırlaştırıp, mililiyetçiliğe, dine, ve artan ırkçılığa sığınmaya çalışması gelişen istikrarsızlığı örtemez.
Türkiye’deki kapitalistler ve uluslararası şirket grupları bile ileriye dönük olarak Erdoğan’a bir alternatif hazırlığı gerekliliğini duyuyorlar. Yıllarca neo liberal politikaları uygulayan sadık adamdı. Şimdi ortada, CHP’nin parti içinde Deniz Baykal’dan, yeni mesih olarak öne çıkartılan Kılıçdaroğlu’na geçen lider değişikliğiyle, ulusal ve uluslararası şirket gruplarına uygun olabilecek alternatif oluşturma girişimleri var.
Ama bunların emekçilerin ve gençlerin yararına olan politikalarla bir alakası yok.
ABD’nin, AB’nin ve Türkiye kapitalistlerinin çıkarlarını kollayan politikaların önüne geçecek bir hükümet gereklidir. Türk Devleti ve ordu bu görevi yerine getiremez -tam aksine. Sadece kitlesel bir işçi sınıfı hareketiyle şirket gruplarının hakimiyetinin kırılması mümkündür. Şirket grupları devletleştirilip emekçilerin demokratik kontrolü ve yönetimi altına alınmalıdır. Bu, Türkiye’de ve internasyonal, sosyalist bir toplum kurmak için bir çıkış yol olurdu.
Be the first to comment